28 Nisan 2016 Perşembe

Savcıdan Ayşe Çelik'e suçlama: Acılardan bahsetmek terör propogandası!



Düşünce özgürlüğünde yeni aşama: Savcı ne denilmesi gerektiğini de iddianameye tek tek yazdı!

Savcıya göre bunlar suç:
- Güvenlik güçlerinin operasyonlarını kamuoyu önünde tartışmak
- Bu amaçla acılardan bahsetmek
- ‘Orada olanlar farklı bir şekilde aktarılıyor” demek
- Terör olayları yerine, devlet aleyhine olumsuz bir psikoloji yaratmayı amaçlayan açıklama yapmak
- PKK’nın kanlı eylemlerinden bahsetmemek

KEMAL GÖKTAŞ
Bakırköy Başsavcılığı, Kanal D’de yayınlanan Beyaz Show’a telefonla katılarak “çocuklar ölmesin” dediği için öğretmen Ayşe Çelik hakkında dava açılmasına tepki olarak suçu üstlendiklerini belirterek kendilerini ihbar eden 30 aydın hakkında dava açtı. İddianamede terör örgütünün kanlı eylemlerine yer verilmeyen bir düşünce açıklamasının ve “Doğrudan güvenlik güçlerinin operasyonlarını kamuoyu önünde tartışmayı amaçlayan acılardan bahsetmenin” terör örgütü propagandası olduğu savunuldu. Aynı kampanya çerçevesinde Ankara’da kendilerini ihbar edenlere dava açılmaması ve aydınların bu karara yaptıkları itirazın reddedilmesine rağmen Bakırköy’de dava açılması da dikkat çekti.


30 aydına dava

Düşünce özgürlüğü suçlarında bir dayanışma eylemi olarak yapılan “suça katılıyorum” kampanyalarında ilk kez dava açıldı. Bakırköy Savcısı İdris Kurt, kendilerini savcılığa ihbar eden İbrahim Akın, Mevlüt Ülgen, Oya Engin, Ferhat Tunç, Halim Bulutoğlu, Murat Çelikkan, Gürkan Develi, Kemal Özgül, Şanar Yurdatapan, Gençay Gürsoy, Ayşenur İyidoğan, Gülseren Onanç, Dilek Gökçin Coşkun, Nergiz Ovacık, Pınar Önen, Orhan Yılmaz Silier, Gürhan Ertür, Orhan Alkaya, Vecdi Sayar, Ayşe Gül Akış, Türkcan Baykal, Ayşe Erzan Silier, Neşegül Yaşın, Vedi Üner Eyüboğlu, İbrahim Sinemillioğlu, Bahri Belen, Ergin Cinmen, Nil Özsoy Dindar, Ahmet Dindar ve Gülşen Denizhan hakkında 1-5 yıl hapis istemiyle dava açtı. İddianamede şüphelilerin öğretmen Ayşe Çelik’in beyanlarına katıldıkları yönündeki dilekçelerinin açıkça terör örgütü propagandası suçunu oluşturduğu savunuldu.

‘Yermiyorsan propaganda yapıyorsun’

Kurt, Ayşe Çelik’in açıklamalarında “terör örgütünün işlediği sayılamayacak sayıda vahşice eylemlerden hiç bahsedilmeyip yerilmemesinin” terör örgütünün gayet masum, adeta günahsız bir yapıymış gibi sunulmaya çalışılması amacından kaynaklandığını savundu. Kurt, Çelik’in “Ben öğretmenim, öğrencilerini terk eden öğretmenlere seslenmek istiyorum. Bir daha oralara nasıl dönecekler, o güzel, masum, tertemiz yürekli çocukların yüzüne, gözlerinin içine nasıl bakacaklar” sözlerine karşılık da “Burada da çocukların bakışlarındaki masumiyeti kullanarak gerçek niyetini saklamaktadır. Bu beyanda bulunurken, resmi herhangi bir kurumda öğretmenlik yapmış olmamasına rağmen, özel kurumlarda öğretmenlik yaptığı anlaşıldığına ve kendisini öğretmen olarak tanıttığına göre, terör örgütünce katledilen onlarca öğretmenin varlığını unutmuş olması asla düşünülemez. Kesin olarak tehlikeye düşecek, ölümlerine neden olacak öğretmenlerin canlarını, çocukların bakışlarındaki masumiyeti istismar ederek, ustalıkla gözlerden kaçırmaya çalıştığı açıktır” ifadelerini kullandı.
Ne söylenmesi gerektiğini de yazdı
Savcı, Çelik’in “Orada olanlar farklı bir şekilde aktarılıyor” sözlerinin ise “terör olayları yerine, devlet aleyhine olumsuz bir psikoloji yaratmayı amaçlayan bir aktarımı  içerdiği açıktır” diye değerlendirdi. Savcı Kurt, terör örgütünün eylemlerinden bahsetmeden konuşmayı suç kategorisinde değerlendirerek şu ifadeleri yazdı:
“Hayatın normal ve mutat akışına göre, bölgedeki sıkıntıları ifade etmek için milyonların izlediği, popüler bir  televizyon programına canlı olarak bağlanan bir vatandaşın, bir nebzede olsa o bölgedeki terör örgütü gerçeğinden bahsetmesi, örgütün bölge halkına verdiği ‘kapılarınızı açık bırakın’ talimatına uymayanların evlerini plastik patlayıcılarla nasıl havaya uçurduğundan, terör örgütü mensuplarının tehdidi nedeniyle evinde mahsur kalan ve ancak canını hiçe sayarak, keskin nişancı tehdidine rağmen güvenlik güçleri tarafından açlıktan ölmek üzere iken kurtarılan yaşlılardan, ateş açılması nedeniyle görev yapamayan ambulanslar nedeniyle hastaneye yetiştirilemeyerek hayatını kaybeden küçük çocuklardan, haftalar hatta aylar içinde oluşturulan ve plastik patlayıcılarla tahkim edilen hendekler üzerinden  atlayarak okula gitmek zorunda kalan çocuklardan, bomba yüklü kamyonların patlaması sonucu şehit olan küçük bebeklerden, çocuklarının gözleri önünde şehit edilen aile babası asker ve polislerden, maaşını çekmek üzereyken babası ile telefonda görüştüğü sırada şehit edilen askerlerden nedense hiç bahsetmemektedir.
‘Acılardan bahsetme’ suçu
Bu eklemeler olmadan yukarıda olduğu gibi  bölgede yaşananları tek yanlı, doğrudan güvenlik güçlerinin operasyonlarını kamuoyu önünde tartışmayı amaçlayan acılardan bahsetmenin, kamuoyu vicdanında yarattığı tepki haklı ve hiç şüphesiz olaya dahli olanlar açısından terör örgütü propagandasıdır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder